Osmanlı’da İntihar Salgınını Başlatan Ürkütücü Hikaye: Beşir Fuad Ölümün Nasıl Bir Şey Olduğunu Yazmak İçin Bileklerini Kesti!
Kitaplarında hep intihardan bahseden yazar Stefan Zweig ve ana karakterlerin sonu da genellikle intiharla biter ya Goethe’nin ‘ Genç Werther’in Acıları’Onun kitabıyla Almanya’da artan intihar oranlarının örnekleri edebiyat tarihinde unutulmaz örnekler olarak yerini aldı.
Öte yandan Osmanlı döneminden İslam kültürü ve inancına sahip bir isim olan Beşir Fuad… Fuad, 35, ölmek nasıl bir şey Yazabilmek için bileklerini kesti ve notlar aldı. Ardından Osmanlı’da ‘intihar salgını’ patlak verdi.
Öncelikle Beşir Fuad’ın kişiliğini anlamakta fayda var.
Aldığı eğitimler sayesinde aydın bir insan olarak yetişen Beşir Fuad; Her zaman yaşından farklı bir insan olmuştur. Tamamen batılı bir eğitimle ileri düzeyde fransızcada öğrendi.
Materyalist ve natüralist bir bakış açısına sahip olan Fuad, hayatının rehberi Kendini dindar biri olarak görüyordu ve dine pek ilgi duymuyordu. Ahmet Mithat Efendi’nin yorumuna göre Beşir Fuad’ın din bilgilerini Fransızcadan öğrenmiş olması dine ilgi duymamasında etkili olmuştur.
Sırp Savaşı, Rus Savaşı ve Girit İsyanı’na aktif olarak katıldı, ancak askeri makalelerinde mütevazi kişiliği içinbundan hiç bahsetmedi.
Genel olarak hayatı pek iyi gitmedi. Hemen adım adım kendi canına kıyması için itti.
Annesi her zaman deli ve akıl hastası olan bir kadındı. Ayrıca intiharla sonuçlandı. İki kez evlenen Beşir Fuad’ın ikinci evliliği kendi isteğiyle olmadı ve ikinci oğlu Namık Kemal artık 1,5 yaşında. kızılcık hastalığına yakalanmışölü.
Zihni aydınlanmış olsa da sıkıntılı bir hayat yaşayan Fuad’ın ölümü de oldukça sansasyonel olmuştur. Kendi elleriyle kendi ölümünü kaydetti.
5 Şubat 1887’de her zamanki gibi evine gelen yazar, evdeki yardımcısına yazacağını ve rahatsız edilmek istemediğini söyleyerek odasına kapandı. Kâğıt ve kalem aldı, bileklerine morfin sıktı ve damarlarını kesti. Bileklerinden aşağı akan kanla o an ne hissediyorsun kağıda döktü. Kan ve mürekkep bulaşan yazıda şu sözler yer aldı:
“Ameliyatımı gerçekleştirdim, herhangi bir ağrı hissetmedim. Kan aktıkça biraz sızlıyor. Kanım akarken yengem aşağı indi. Yazıyorum, kapıyı kapatıp geri ittim. Neyse ki içeri girmedi. Bundan tatlı bir ölüm hayal edemiyorum Kan akışına izin vermek için kolumu öfkeyle kaldırdım. Bayılmalar gelmeye başladı.”
Beşir Fuad’ın intiharından iki yıl önce yakın arkadaşı Ahmet Mithat’a intiharı planladığını belirten bir mektup gönderdiği biliniyor.
Ahmet Mithat’a bir mektup gönderildiği, intihar eden yazarın bunu olaydan iki yıl önce planladığı doğru olsa da Mithat’ın bu mektubu ciddiye alıp almadığı da doğrudur. arkadaşını durdurmaya çalışıp çalışmadığıhiçbir zaman tam olarak bilinmedi.
Dahası; Entelektüel yazar, ölümünden sonra cesedinin bir üniversiteye kadavra olarak bağışlanmasını talep etmiş ancak ‘ “dindar” olduğu içinBu talep insanları zehirleyebileceği gerekçesiyle reddedildi.
Fuad’ın intiharından sonra İstanbul’da bir intihar salgını başladı.
İntihar olayının ardından Sadullah Paşa ve diğer şairlerin intiharları da duyuldu. 11 Mart 1887’de gazetelerin intiharları bildirmesi yasaklandı, ancak altı ay sonra kaldırıldı. Bu, İstanbul’un ve Osmanlı’nın ilkidir. intihar salgınıtarihe geçti.